Çek’e Hapis Cezası Anayasa’ya Aykırıdır

Çek ile ilgili düzenlemeler ‘’Çek Kanunu’’  ile mevcudiyetini sürdürmekte ve fakat, zaman zaman bu noktada kanun koyucunun koyduğu bazı normlar tartışmaya oldukça mahal vermektedir.

Çek Kanunu, 2016 yılında ‘’ekonomik suça ekonomik ceza’’ ilkesi göz önüne alınarak yapılan değişiklikler ile karşılıksız çekin fiili yaptırımı adli para cezası olarak düzenlenmiş ve yasa maddesinde, “…çekle ilgili olarak ‘karşılıksızdır’ işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, bin 500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur” denilmişti. Uygulamada verilen adli para cezalarının ödenmemesi sonucunda, bu cezalar hapis cezalarına dönüşmektedir. Bu durum ise kanun koyucunun ruhuna aykırı düşmekte ve Anayasamıza da aykırılık teşkil etmektedir. Anayasamızın 38. Maddesi ‘’Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz’’ oldukça açıktır. Anayasamıza ek olarak bu durum AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) ek 4 nolu protokolünün de ihlaline sebep olmaktadır.

Kanun koyucu, önce karşılıksız çeki suç olmaktan çıkardı daha sonra ise çeklerin sosyal ve ticari hayattaki önemi ve bunla bağlantılı olarak karşılıksız çıkan çeklerin bir hayli fazla olması sebebiyle tekrar cezalandırma yoluna gitti. Cezalandırma şekli ise para cezası olarak belirlenmiş olmasına rağmen, kişinin para cezasını ödememesi halinde ise infazı ertelenmeksizin ya da herhangi bir tedbire çevrilmeksizin 3-5 yıl hapis cezası ile karşılaşması öngörüldü ve çeke konu borcun devam etmesi yönünde karar verildi.

Peki , yakın zamanda çıkan infaz düzenlemesi ile ve 7226 sayılı kanunla çek suçlarının güncel durumu ne oldu?

Karşılıksız çıkan çek suçlarında 24 Mart 2020’den önce bu suçu işleyen sanıklar için 7226 sayılı kanun ile bir düzenleme getirildi ve bu düzenleme ile tahliye edilme hakları doğdu. Düzenlemede tahliye edilenleri ilgilendiren kısım : Çek Kanunu’na Eklenen Geçici 5. Madde : (1) 5 inci maddede tanımlanan ve 24/3/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur. Hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısmını üç aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda mahkemece, ceza mahkûmiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmediği takdirde alacaklının şikâyeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir. Hükümlü taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir

Birçoğu iflas etmiş olan bu kişiler için günümüz koşulları ve covid19 virüs durumunun göz önünde bulundurulmadığı açık bir şekilde görülmektedir. Koşulları sağlayamayan kişinin,  alacaklının şikayeti ile yeniden cezaevi süreci gündeme gelmektedir. Covid19 sebebiyle durağan seyreden piyasalar göz önüne alındığında, kişinin borcunu sağlıklı ve kolay bir şekilde ifa edebilmesinin mümkün olmadığı aşikardır. Dolayısıyla mevcut düzenlemenin pek de makul olmadığı ve var olan sorunlara çözüm niteliği taşımadığı ortadadır. Bir taraftan bu kişileri tahliye edip 3 ay sonra tekrar cezaevi süreçlerini başlatmak pek de amacına uygun bir uygulama olmayacaktır. Kanımca, bu durum; sol el ile bıraktığımızı sağ el ile aynı yere koymaya sebep olacak bir durumdur.

İletişim

Bize ulaşmak ya da soru sormak için aşağıdaki iletişim kanallarını kullanabilir ya da mesaj bırakabilirsiniz. Mesajınızı en kısa sürede yanıtlayacağız.